12. Hafta Blog Yazısı
YARININ IŞIĞINI
MERKEZE ALMAK
21. Yüzyılda hedeflenen eğitim anlayışında öğrenen
merkezde yer almaktadır. Öğrenen merkezli eğitim: “ Odak noktanın öğreten ve
öğretme sürecinden öğrenen(öğrenci) ve öğrenme sürecine kayması, öğretenin
kolaylaştırıcı hale dönüşmesi ve öğrenme sorumluluğunun paylaşılması, derslerin
aktif, etkileşimli yöntemlerle yürütülmesi, öğrenenlere birey olarak
yaklaşılması ve onların öğrenme tarzlarının, deneyimlerinin, arka plan
özelliklerinin, tercihlerinin dikkate alınması, girdilerden çok çıktılar,
kazanımların öne çıkması ve tüm eğitim-öğretim etkinliklerinde öğrenme
kazanımlarının açık ve net bilinmesi ve titizlikle uygulanmasıdır.”( 8EUA
Trends 2010). Toplumumuzda öğretmenin yeri bambaşkadır. Topluma göre ya da
eskinin toplumu diyelim öğretmen, her
şeyi bilir ve bilginin yegâne sahibidir. Bilgi kaynağının öğretmen olduğu
düşünüldüğü zamanlarda ki günümüzde de öğretmen bilgiyi verir, öğrenciler
ezberler ve bildiklerini sınavda sergiler. Bu anlayış çok geride kaldı,
günümüzde bu şekilde uygulanan eğitim anlayışı ile çağımıza ayak uyduramıyoruz.
Çağa ayak uydurmak, çağdaş uygarlıklar arasında ilim ve fende en yükseklere
ulaşmak için yetiştirilecek öğrencilerin ezberci anlayıştan, etkileşimli
anlayışa geçmek ve en iyi şekilde uygulamak gerekir. Bu konuda alan yazında
birçok çalışma yer almaktadır ve bu sistem uygulanmaktadır. Ne yazık ki ülkenin
birçok yerinde ezberci eğitime devam edilmektedir. Bu şekilde öğrencilerin
potansiyelleri öldürülmektedir. Hayal eden, düşünen, sorgulayan cevherler açığa
çıkmamaktadır. Oysa iyi bir eğitimle,
öğrenen merkezli eğitimle bu ülkenin çocukları kim bilir ne imkânsızlıkları olduracaktır.
Bu ülkenin topraklarında yetişen nice imkânsızlıkları var etmiş Türk evladı
vardır. Atatürk’ün de dediği gibi “ Çünkü Türk Milletinin karakteri yüksektir.
Türk Milleti çalışkandır. Türk Milleti zekidir.” Türk çocuklarında bulunan bu
potansiyelin, onları merkeze alan bir eğitimle açığa çıkacağı düşüncesindeyim.
Yorumlar
Yorum Gönder