5. Hafta düşünce yazısı

HAYAT BOYU ÖĞRENME

   Avrupa Komisyonu'nun Yetişkin Eğitimi Terimler Sözlüğünde (2008) hayat boyu öğrenme; bilgi, teknik bilgi, beceri, yeterlilik ve yetenekleri kişisel, sosyal veya mesleki sebeplerden dolayı geliştirmekle sonuçlanan hayat boyunca üstlenilmiş her türlü öğrenme faaliyeti olarak tanımlanmıştır. Çağın ihtiyaçları doğrultusunda, hızla gelişen ve değişen yaşamda politik, sosyal ve kültürel yaşamdaki hızlı değişmelere ayak uydurabilmek amacıyla hayat boyu öğrenme kavramı ortaya çıkmış ve gelişmekte olan ülkelerde eğitim seviyesi ve istihdam koşulları açısından önem kazanmıştır.

  Aslında hayatımızda hep var olan bu kavram, ilk kez 1960 yılında UNESCO tarafından ifade edilmiş ve 1972 yılında toplanan UNESCO konferansında eğitimin hayat boyu süren bir olgu olmasının gerekliliği üzerinde durulmuştur. 2000’li yıllardan itibaren bu kavrama ilişkin farkındalık oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda, eğitimi okul  yaşı ve okul binaları ile sınırlamanın yanlış olduğu;  hem okulda alınan eğitimi, hem de okul dışı eğitimi kapsayan tüm eğitsel etkinliklerin temel bileşeni olarak düşünülmesi  ve eğitimi yaşam kadar uzun bir varoluşsal süreklilik olarak tasarlamanın kaçınılmazlığı bu kavramı daha da önemli kılmıştır.

 

  Hayat boyu öğrenme hedefi olan bireyler ilk olarak ne öğrenmesi gerektiğine karar vermelidir. Daha sonra hedeflerine ulaşmak için sahip olunması gereken becerileri bilmeli ve kendisinde eksik gördüğü becerileri geliştirerek hayat boyu öğrenmeyi sürdürebilmelidir. Hayat boyu öğrenme, geleneksel ve örgün eğitimin yetersiz olduğu ve sanayinin ve toplumun ihtiyaçlarına cevap veremediğinin düşünüldüğü veya fark edildiği için bireyler tarafından kolay kabullenilmiştir. Bu yüzden örgün eğitimin bir alternatifi değil, örgün eğitimde eksik ve yetersiz kalan verilerin sonradan tamamlanması veya daha önce keşfedilmemiş yeteneklerin keşfedilmesi olarak kabul edilmiştir.

 

 

Türkiye’de Yaşam Boyu Eğitim

   AB eğitim programları ile birlikte ve hızlı gelişen iş yaşamı Türkiye’de de HBÖ’nin geliştirilmesi ve hayat boyu öğrenme faaliyetlerinin üretilmesini bir gereklilik haline getirmiştir. 8. ve 9. Kalkınma Planlarında, Türk Eğitim Sistemi’nin bu yaklaşımla yeniden düzenlenmesi öngörülmüştür. Plan döneminde yatay ve dikey geçişlerin kolaylaştırılması, yetişkinlerin öğrenmesini özendirme, kızların okula devamını sağlama, gönüllülerin eğitime katkısını teşvik, eğitime daha fazla kaynak ayırma gibi hayat boyu öğrenmeni ilkeleriyle örtüşen önemli gelişmeler sağlanmışsa da bunların sistematik bir bütünlüğe kavuşturulması gerekli görülmektedir.

 

   Türkiye'de erkeklerin kadınlara oranla HBÖ’ye daha fazla oranda katıldığı Avrupa Birliği’nin istatistiklerinden yola çıkılarak söylenebilir. Bunun nedeni geleneksel ilişkilerin yarattığı muhafazakâr değer yargılarının kadınlara biçtiği rol, kızların okumaktan çok ev içi roller üstlenmesini uygun görmekte ve buna bağlı olarak kızların okullulaşması üzerinde olumsuz bir etki yarattığından olabilir. Buradan yola çıkarak öğrenmeye devam etmede karşılaşılan kişisel engeller arasında cinsiyet faktörünün önemli bir yeri olduğu söylenebilir. Özellikle kadınlar aile, iş, kariyer, çocuk sorumlulukları arasında birçok problemle yüz  yüzedirler.

   Hayat boyu öğrenmenin özünü oluşturan değerler öğrenme isteği, süreklilik, keşfetme ve bilgi elde etme şeklinde ifade edilebilir (Toprak ve Erdoğan, 2012: 69-91). Aslında bu kriterlere sahip bireyleri yetiştirmek, yeni düzene, teknolojik çağa hazırlamak ülkemizin kalkınması için büyük önem arz etmektedir. Artık yaşam boyu öğrenme dünyada çok yaygın bir vaziyet almış, kalkınmış ülkelerin çoğunda yaşam boyu öğrenme görülmektedir. Kalkınmakta olan ülkelerin ise yaşam boyu öğrenmeye teşvik çalışmaları yapmaları gerektiğini düşünüyorum. Hayat boyu öğrenmenin amacı, bireylerin bilgi toplumuna uyum sağlamaları ve bu toplumda yaşamlarını daha iyi kontrol edebilmeleri için ekonomik ve sosyal hayatın tüm evrelerine aktif bir şekilde katılımlarına imkân vermektir (Berberoğlu, 2010).Son olarak hayat boyu öğrenmenin dijital çağda, bilgiyi kullanabilmek, hayal etmek, kalkınmak ve birçok beceri için önemli olduğu kanaatindeyim. Yaşam boyu öğrenim, insana ve bilgiye daha çok yatırım yapma, dijital okuryazarlık da dâhil temel bilgi ve becerilerin kazanılmasını teşvik etme anlamına geldiği için, bu çerçevede eğitim verilmelidir.

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar